17 mayıs sabahı Demirköy'e gitmek
için bisikletim ile yola düştüm. Çorlu ile Velimeşe köyü arasında bulunan
bölgede başıboş gezen bir çok köpek sürüsü nedeniyle biraz vakit kaybettim.
Velimeşe'den sonra hiç mola vermeden Çerkezköy, Saray, Vize'yi geçip
Poyralı'ya saat 11:00'de ulaştım. 82km. Poyralı' da bakkaldan öğle
yemeği için bisküi ve gazoz aldım. Saray'dan sonra etraf yeşillense de esas
ormanlık alanlar bundan sonra başlıyor. Zaman kaybetmemek gerek. Daha 35 km ve çok
zorlu yol beni bekliyor. |
|
|
Yenice köyü girişinde bisikletimin
arka tekerlek rulmanında sorun çıktı. Gereğinden fazla telaş gösterdim. Halbuki
biraz soğukkanlı davranmam gerekirdi. Bisikletin yükünü indirmeden tamir etmeye
çalıştım ama beceremedim. Artık yola yaya devam ediyorum. Demirköy yolu
üzerinde üç tane sert rampa var. Bunların en zoru 810m rakımlı
Jandarma kule. Zirveye yakın bir noktada ora köylülerinden bir bal satıcısı,
daha 15 km olduğunu ve önümde çıkıştan çok inişler olduğunu söyledi. Daha
fazla yaya devam edemezdim. Burada bisikleti indirip, arka tekerlekte oluşan boşluğu
sıkarak en azından inişlerde kullanılabilecek duruma getirdim. |
Zirveye çıktığınızda herşey bir
anda değişiyor. Bulutlar içinde kalıp korkuya kapılıyorsunuz. Güneş ortalığı
kavururken burada insanı donduracak kadar soğuk var. Birde bisikletimde çıkan arıza
moralimi iyice bozdu. Jandarma kuleden inince herşey eski halini aldı. Güneş yine
yakmaya başladı. Yol boyunca buz gibi akan çok tatlı su kaynakları var. Artık
bisikletime binebiliyorum. Doğa harika. Birde şu pis eksoz dumanı püsküren makinalar
olmasa... |
|
|
Demirköy' de beni Uğur abi
karşıladı. Kendisi benden bir gün önce yola çıkmıştı. Demirköy küçük bir
kasaba. Buranın insanları yaşadıkları kasabayı tanıtmak için çırpınıp
duruyorlar. Anladığım kadarıyla turizm yoluyla kasabalarının kalkınmasını
arzuluyorlar. Başlarına ne geleceğini bilmeden... İnsanlar bir yere giderken
yanlarında mangallarını, pet şişe ve poşetlerini, dışkılarını da
götürürler. Bu pislikler genelde geri götürülmez, olduğu gibi bırakılır. Ne
diyeyim, allah hepicine kolaylık versin. Bize gösterdikleri ilgi, alakaya candan
teşekkür ediyoruz. |
Akşam üzeri bize önerilen kamp yerine
vardık. Hemen çadırlarımızı, ardından antenimi kurdum. Burada yeni yaptığım 40m
QRPp telsizimi deneyeceğim. Anteni germek için gerekli misineyi yanıma almayı
unuttuğum için antenim biraz alçak oldu ama bulunduğumuz mevki yüksek oluşu zararı
telafi etti. Özellikle balkan ülkeleri çok güçlü duyuluyor. Yaklaşık 300mw
çıkışıma ramen hepsinden 599 rapor aldım. Ertesi sabah TA1EH ile 8:30'da
randevumuz vardı. Saat 8:25 de çağrısını duydum ama beni duymuyordu. |
|
|
Kahvaltıdan sonra ilk işim
bisikletimin bakımı için kolları sıvamak oldu. Kırılan rulman bilyesini
değiştirdim. Hazır başlamışken ön tekerleğide elden geçirdim. Bu günü
dinlenme, yöre insanları ile tanışma, çevreyi gezmeye ayırmaya karar verdik. Kamp
yerinin yakınında bulunan demirhaneyi gezdik. Burada osmanlı için macar ustalar
top-tüfek döküyormuş. Savaşları sevmem. İçim daraldı, oradan ayrıldık. |
Pazartesi sabahı çadırımın üstüne şıp diye
damlayan güneş ile uyandım. Yolumuz çok uzun. Kaybedilecek bir saniyemiz bile yok.
Seri şekilde çadırlar, malzemeler toplanıp bisikletlere yüklendi. Kamp alanında hiç
bir artık bırakmamak üzere temizlendi. Orada bulunan her canlıya tekrar geleceğime
sözverdim. Yola çıkarken içimde tarif edilemez bir burukluk vardı. Köyde hafif bir
kahvaltı yaptıktan sonra yola düştük. Unutmadan Demirköy'ün çıkışında bulunan
benzinlikte hava yok. Tekerleklerimize el pompası ile hava basmak zorunda kaldık.
Dönüşümüz arkadan esen poyrazın yardımıyla çok kolay oldu. |
|